Babil büyü / Büyü uygulamaları/ Demonoloji.

Babil büyü/ Büyü uygulamaları/ Demonoloji başlıklı yazımız  aşağıda verilen ciddi kaynaklardan çeviridir; bununla beraber yazımızın sonunda birçok bağlantı ve video paylaşılmıştır, dikkatinize.

Diğer antik kültürlerdekine benzer şekilde, Kalde halkları din ve sihir arasında neredeyse hiç ayrım yapmazlar. Rahip ile büyücü arasındaki farklardan biri: rahip dini amaçlar için sihir kullanırken diğeri  yani büyücü: kendi amaçları için büyüyü kullanmasıydı.

Babil’de büyü/ Büyü uygulamaları/Demonoloji.

Büyü uygulamaları/Demonoloji.

Babil büyü

Kalde edebiyatı, özellikle de dini edebiyatı, sihirlere göndermeler yapıyor ve büyülerini,  Ortaçağ Avrupa sihirbazlarının prototiplerinde görmeye devam ediyoruz. Gerçekten de Babil hadiseleri ve sihir uygulamalarından bazıları, Ortaçağ Avrupalı ​​büyücülerin ve günümüzdeki ilkel halklarınkilerle o kadar yakından örtüşüyor ki, onları bağımsız bir kökenden geldiğine inanmakta epey zorlanıyoruz.

(Kaldeliler: en eski Mezopotamya halkıdır. Babil kralı Nebukadnezzar bir Kaldeliydi.)

Kalde yada Sümer, Babil büyüleri, Avrupa ortaçağ sihrinin habercisi idi; sadece sistemlerin benzerliğiyle değil, Babil ve Asur tanrılarının ve sihirbazlarının adlarıyla da ortaçağ büyüsüne girmesiyle başardılar.

Babil adı, büyüleri ve çağının ilerisindeki ilimleriyle, Mısır’dan  bile daha çok sözü edilen bir kültür oldu.

Babil kökenli iblislerin isimleri her yerde geçti ve geçmeye devam ediyor.( Beelzebub, Ishtar (Astarte olarak), Baal ve Moloch)

Sonuç olarak: Ortaçağda uygulanan büyü ve sihir ayinleri benzerlikleri ve aldıkları ilhamla Babil’e borçlu olduğunu inkâr edemez.

 

Babil’de büyü/ Büyü uygulamaları/Demonoloji.

Babil’de yapılan bir büyü ayinindeki büyü sözleri(Ayrıntılar için ‘Babil’de büyü sözleri’’ yazımı okuyunuz.)

  Babil’de büyü/ Büyü uygulamaları/Demonoloji.

Sümer ve Babil sihri ile ilgili bilgilerimiz, eski Mısır’ın büyüsü ile ilgili sahip olduğumuz bilgilerden daha tamamlayıcıdır. Yüzlerce büyü ve kehanet kitabesi bulunmuştur; bunlar, sadece sihir uygulayan papazların sınıfıyla ilgili bizi aydınlatmakla kalmayıp, şeytanların, hayaletlerin ve kötü ruhların çeşitlerini bize bildirmektedir;  Ayrıca Babil cadı ve sihirbazlarıını açık bir şekilde tarif ediyorlar ve sihirli özelliklere sahip, büyüleyici maddeleri, mücevheratları, tılsımları ve sihirli g ait üçleri olan bitki ve çiçeklerin adlarını bize bildirmenin yanısıra, bizim için büyülü törenleri resmediyorlar. Ayrıca, büyü uygulamasından  veya geleceğin kehanetinden, büyülü çevrelerin çizilmesinden, kötü ruhların atılmasından ve şeytanlardan kurtulmaktan detaylı bir şekilde bahsediyorlar.

Bilimin Kökleri

Bu Babil sihir kayıtlarında, kadim dünyanın büyüsünün en eksiksiz resmi vardır. Kile resmedilmiş silindirler,  tabletler tarafından söylenen harikulade bir hikâye – uygar insanın ışığa bakış hikayesi. Bu saygıdeğer yazılarda, insanın çevrelediği güçlerin bilimsel açıdan aydınlatılmasına yönelik ilk girişimleri tanımalıyız. Bilim, din gibi köklerini sihirde derinleştirir. İlkel adam, sihirli ritüelin etkinliğine örtük olarak inanır. Uygun koşullar mevcut olur ve tanınırsa bir kez daha ortaya çıkabilir. Bu nedenle, barbar için, kesin bir unsur olduğu kadar, kimyager veya elektrikçi için bilimsel süreç de sağlar. Belirli nedenler göz önüne alındığında, belirli etkileri takip etmelidir.

En çok korkulan hayaletler, bedeni gömülmemiş insanların hayaletleridir Babil’de. Savaşta ölen ve doğru düzgün gömülmeyen askerlerin hayaletlerinden korunmak için bazı tedbirler almışlardır.

MEZARLIKLARA VE ÖLÜYE SAYGI.

Ayrıca yeni ölmüş akrabalarının mezarlarına yiyecek ve içecek hatta silah koyar Babililer. Ölü rahat etsin ve acıkınca ya da susayınca gelip onlara musallat olmasın diye yaparlar bunu. Yalnız sadece bu yüzden ölülere ve mezarlılara özen gösterilmediğini de düşünenler vardır.

Tıpkı Voodoo büyülerinde olduğu gibi, Babil’de de, özellikle yeni ölmüş olanlar, mezarlarından kaçırılıyor ve bazı şeytani büyülerde kullanılıyordu. Bu sebeple Babilliler, mezarlıklarına ve ölülerine saygıda kusur etmiyor ve mezarları her zaman ziyaret ederek bakımlarını yapıyorlardı.

Babil’de büyü/ Büyü uygulamaları/Demonoloji.

Romanımda geçen bu olaylarla ilgili bir iki bölüm bulunmaktadır. Bunlardan birisi:

Babil

Bu İştar’ın yeraltına yani Ölüler dünyasına inişini anlatan bir yazıttan alıntıdır.

‘’Naki az evvel savrularak açılan, başka bir dünyanın kapısından bir şeyleri bu dünyaya davet eder gibi okumaya başladı:

‘’ Atû mê petâ bābka petâ bābka-ma lūruba anāku šumma lā tapattâ bābu lā erruba anāku- amahhaṣ daltum sikkūru ašabbir-  amahhaṣ sippū-ma ušbalakkat dalāti-Iušellâ mītūti ikkalū balṭūti- eli balṭūti ima’’idū mītūti- ‘’

‘’Kapının muhafızı! Kapıyı aç girebileyim. Eğer kapıyı açmazsan. Kapıyı kıracağım. Onun sürgüsünü parçalayacağım. Çerçevesini kıracağım. Kapıları devireceğim. Ölüleri kaldıracağım; Yaşamak için yiyecekler. Ve ölülerin sayısı yaşayanları geçecek.‘’

‘’ina têrti eppušuIn the extispicy which I am performing,  

 ina puḫād akarrabuIn the lamb which I am offering.’

Derhal tercüme etti okuduklarını;  ‘’Kehanette bulunuyorum bu kuzuyu kurban ederek sana.‘’

‘’Kurban?‘’

‘’Evet kurban.  Bir kâhinin, gece tanrılarına ithaf edilmiş, Babil ilahisinin bir kısmı bu. Adak sunuyor onlara. Bir çeşit büyü töreninin açılış konuşması da diyebiliriz. ‘’

‘’Bu kadar mı? ‘’

‘’Evet. Bu kadar.‘’

Melisa, diğer kâğıdı uzatarak sordu; ‘’Bu peki?‘’

Naki, on saniyede çevirdi kâğıtta yazılanı.

 ‘’Nergal yalnız dolaşmaz.Dostları acımasızdır.

Dostları doğal felaketler, sel, tufan, deprem, bulaşıcı hastalıklar.’’

 …………………………….

Romanın bir diğer bölümünde: Az evvel anlatılan ölüyü kullanarak insanların başına musallat etme ve bunun nasıl yapıldığına dair açıklamalarda verilmiştir. Elbette bu açıklamalar, roman kurgusuna uyacak kadar verilmiş, asıl olan uygulama derinlikleri, tarafımca ve haklı gerekçelerle gizlenmiştir. Amaç büyü ve büyücülüğü özendirmek değil, bu materyalleri kullanarak, güzel bir hikâye yaratmak ve bu hikaye vasıtasıyla antik çağlarda yaşanmış olaylara dikkat çekmek maksadından başka bir şey taşımamaktadır ve asla taşımayacaktır.

Romanı merak edenler aşağıdaki linkten ulaşabilir.

Rahip Sihirbazlar

Biz konumuza kaldığımız yerden devam edelim.

   Gizli bilgilerle uğraşan en az iki rahip türü vardı: Barû: Falcı, kâhin. Asipû: Sihirbaz.

Barû’nun kastı, en azından Hammurabi döneminden kalma çok eski bir kast idi. Barû, hayvanların karaciğerlerine danışarak ve ayrıca kuşların uçuşunun gözlemlenmesiyle kehanet gerçekleştirdi. Babil’in krallarından birçoğunu bu kâhin sınıfına danışarak buluyoruz. Örneğin, Sennacherib, Barû’dan babasının şiddetli ölümünün sebebini araştırmıştı. Öte yandan Asipûb, tabu ve her çeşit yasağı ortadan kaldırırdı; büyülü metinlerde anlatılan ayinleri dile getirdi ve kefaret töreni gerçekleştirdi.

Sihirbaz ve cadı, Kassapu veya Kassaptu olarak biliniyordu. Bunlar doğru büyücüler ya da sihirbazlardı ve toplum için tehlikeli olarak gördükleri kişilerin, bir insana sihirbazlık eden ve işlerini büyülerle meşrulaştıranlara, Hammurabi’nin kanunlarıyla  muamele edilmesini sağlarlardı.

Kefaret: büyücünün evi alınacak ve büyücü nehre atılacaktır. Ancak büyücü boğulmazsa, onu suçlayan kişi ölüm cezasına çarptırılır ve yanlışlıkla suçlanan kişiye evi verilirdi.

Babil

‘Maqlu’ olarak bilinen bir dizi metin, bizi diğer şeylerin yanı sıra Babil cadının çarpıcı bir resmini de sağlar. Sokakları nasıl dolaştırdığını, kurbanları araştırdığını, yakışıklı erkeklerden sevgiyi yakaladığını ve güzel kadınları terk ettiğini anlatıyor. Başka zamanlarda gölgede oturarak büyüler ve şekiller oluşturarak tasvir edilir bu cadı.. Yardımcı, büyüsünün kendine geri dönmesi için dua eder, kendisinin yaptığı ve imrenilen kâhin imgesinin ateşli tanrı tarafından yakılacağını, sözlerinin ağzına geri zorlanabileceğini ima eder. .

“Ağzı şişman olabilir, dili tuz olabilir” dua devam ediyor.

“0, cadı, bu mührün halkası gibi yüzünüzün yeşil ve sarı olması sağlanabilir!”

Babil dilinde yazılmış bir metin, bir büyücü hakkında, tüm dünyayı, bütün dağları geçebileceğini söylüyor. Yazar, kapısının yakınında bir hizmetçi gönderdiğini, kapısının sağında ve solunda Lugalgirra ve Allamu’yu cadıyı öldürebileceklerini belirtiyor.

Assur-bani-pal kütüphanesinde sihirle uğraşan birçok çiviyazısı tablet bulunur.

Babil İmparatorluğunun birçok büyülü tableti vardır. Bunlar belki de faaliyetlerinin özel alanını gösteren bir takım isim veya kelimelerle Babilliler tarafından biliniyordu. Bundan dolayı, sihirli uygulamalarla uğraşan diğer birçok metnin yanı sıra Maqlu (yanma), Surpu (tüketen), Utukki limnûti (şeytani ruhlar) ve Labartu (cadı) serisine aşinayız.

Babil Babil’de büyü/ Büyü uygulamaları/Demonoloji.

Maqlu tabletleri

(Tabletin içinde ne yazdığını öğrenmek için aşağıdaki linke tıklayabilirsiniz.)

Maqlu tabletleri,

Cadılar ve sihirbazlara karşı büyü ile ilgilidir; görüntüler uygun büyüler ve dualar eşliğinde ateşle tüketilir. Surpu serisi, tabuya karşı dualar ve cesetler içerir. Kötü ruhlara karşı bu, şeytanlara, hayaletlere ve havadaki güçlere boyun eğdirecek büyülerle perili tutar ve şeytanlar yasağı altına sokar. Diğer sihirli tabletlerde, yoksul insanlığın eğilimli olduğu hastalıklara karşı korunur ve genelde domuz veya keçi gibi hayvanların cesetlerine aktarılacakları yol gösterilir.

Babil

Tasvir: Exorcising demons of disease; (Hastalık ve felaket şeytanlarının çıkarılması) Prof. M. Jastrow’un Babil’de inanç ve ibadet kitabından alıntıdır.

Babil’de büyü/ Büyü uygulamaları/Demonoloji.

BABİL TANRILARI: BIR ZAMANLARIN ŞEYTANLARI.

Bir Babil ilahisi:  ‘’Şeytan ruhlar tanrıların acı zehirleridir.’’

Babil

Romanımda da geçen bu ilahinin aslında mitoloji kaynaklı felsefik ve psikolojik anlamları vardır. O anlamların şimdilik romanımda kalmasının ve okuyucuyla buluştuğu zaman anlaşılmasının daha uygun olacağını düşünüyorum.

Babil tanrılarının çoğu ilkel iblis niteliğindeki karakteristik izlerini korudular ve bu, büyük olasılıkla, animistic bir doğa ruhları grubunu oluşturan, büyük üçlü, Ea, Anu ve En-lil için de geçerlidir.

Bu tanrıların her birine iblis grupları eşlik ettiler. Hastalık şeytanları ‘Bel’in en sevilen oğulları’, kaderi Anu’nun yedi kızı ve Ea’nın çocukları olan yedi fırtına şeytanıydı. Ea’nın ilkel canavar şeklini anlatan büyülü bir sihirde kafası bir yılan olarak tasvir edilir. Kulakları sivri, boynuzları kıvrımlıdır, pençeleri  silahlanmış, ayağının tabanında topuk yoktur.

‘’Ea “tanrıların en büyük büyücüsüydü; doğanın güçleri üzerindeki etkiler, büyülü törenlerle sağlandı ve hizmetleri, gerekli törenleri yerine getiren ve uygun büyüleri tekrar eden insanlar tarafından elde edildi.

 Ura Efsanesi

Hastalığın korkunç şeytanı Uranın bir zamanlar insanlığı yok etmeyi kafasına koyduğu söylenir.Ancak Danışmanı Ishnu, niyetini terk etmesi için onu yatıştırdı ve insanlığa kaçma şansı verdi.

Ura’ya övgülerde bulunan ve onun adını yücelten kişi, dünyanın dört çeyreğini yönetecek,kimse ona karşı çıkamayacaktı.

Ölümcül, bulaşıcı bir hastalıkla ölmeyecek ve konuşması onu dünyanın büyükleri  arasına sokacaktı.

Ura  heykeli, konulduğu evde bulaşıcı hastalıklara karşı koruyuculuk görevi görecekti.

Babil

Arınma:

Suyla arınma Babil sihrinde büyük önem arzederdi.  Bu törene ‘’ Eridu’nun iyileştirmesi.’’ denirdi.Muhtemelen, suyla arınma, deniz tanrısı Ea’nın evine ilişkin bir ritüeldi.

Bir başka tören, suya zencefil, alkali ve şarap koyarak  ‘elin dokunmadığı’ bir havuzdan karışmasını sağlayarak yapılırdı. Buraya parlak bir yüzük yerleştirilmeli ve karışım hasta üzerine dökülmelidir. Daha sonra safran kökü, dağlardan getirilen ‘’matku- kuşun ‘’saf tuzu ve alkali ve yağıyla alınır ve karıştırılr ve bu garip karışımla hastanın vücudu yağlanmaya başlanırdı.

 

BÜYÜCÜ-RAHİP ODASI

Bir büyücü rahibin odasını tarif edelim.  Bir anlığına, büyülerden,büyülerle geldiğine inanılan hastalıklardan mustarip bir Babilli olmak nasıl bir şey düşünelim.Hayal gücümüzü kullanarak, perdeyi aralayalım ve oldukça karanlık bir odaya girelim.

Atmosfer, keskin kimyasal kokularla doludur ve kiremitli duvarların üzerine yerleştirilen raflarda, Babil insanlığının çektiği acılar için uyguladığı korkunç bileşikleri içeren, büyük ve küçük, sayısız kavanoz vardır. Traşlı ve sadık Asipu(büyücü rahip),  bize kendisinden ne istediğimizi sorar ve bizde Babil vatandaşı rolünde, bize talihsizlik gönderen bir cadı tarafından lanetlendiğimizi ve şimdide hastalık içinde kıvrandığımızı bu belaları nasıl savacağımızı sorarız.

Babil

Gözünüzde canlandırın: Doktor olarak, Asipu vücudumuzu inceler ve bize  bazı karışımları reçete ettiğinde, o karışımı kendi elleriyle hazırlar  ve düzenli olarak kullanılmasını emreder.  Büyücü rahip, Taştan bir evin odasında, çeşitli büyü iksirlerini harmanlarken, büyüler fısıldar. Sağduyulu  Ea’ya, sağlığa kavuşabilmemiz için ise tümüyle güçlü olan Merodach’a dua eder.

Büyücü-Rahip Asipu’nun karanlık odasından çıkıp, Babil’in  muhteşem yaz akşamlarında yürüyoruz. Her şeye gülüp geçiyor, batıl inançlarla dalga geçiyoruz. Korkularımız tamamen aklımızdan çıkmış. Ama gece yaklaştıkça, bir korku büyüyor içimizde. Her sesten korkuyor, çocuklar gibi bir köşeye büzülüp kalıyoruz.

Labartunun rüzgarlara karışan sesi, ya da belki de samanda hışırdayan bir fare, Alu-iblisi gibi görünebilir İblislerin kapılarımızı yoklaması. Her şey gecenin karanlığıyla büyüyor.Hastalığımızın ağrıları bizi rahatsız ediyor. İşte, kötü cadı iş başındadır. Derken kapı çalınır. Çığlık atmamak için zor tutarız kendimizi, çocuklar gibi titreriz. İşte korkunç iblis canımızı almaya gelmiştir. Bugün rahibe gitmemiz karşısında , düşmanımız daha  güçlü bir büyü ile öldürücü vuruşu yapacaktır.Kapı çalınmaya devam eder. Yapacak bir şey yoktur. Kaderimizle  yüzleşmek zorundayızdır. Kapıyı zorlukla ve ellerimiz titreyerek açarken, çocuklarımız arkamıza saklanır. Kapı gıcırdayarak açılır. Ve karşımızda, bizi ziyaret edeceğini söyleyen, bugün yanına uğradığımız, büyücü-rahip Asipu!

Derin bir nefes alır ve onu içeriye buyur ederiz. Çocuklar, Apisu’nun pelerinini çekiştirip gülüp oynuyorlardır.

 

   CADIYI BULMAK

Büyücü rahip, korkumuza gülümser, yere bir çember çizer ve orada oturmamızı ister bizden. Hala hayal edebiliyor musunuz? İyi ozaman devam edelim, Çemberin yanlarına balmumundan yaptığ, minyatür iblis figürlerini koyar. Bu iblislerin hepsi küçük bir iple birbirlerine bağlanmıştır. Birini Labartu şekline sokar rahip. Her biri için ufak yiyecek parçaları koymayı ihmal etmez. Bir çömlekten alanın dışına su döker yavaşça.

Babil

cadının yanına küçük bir siyah köpeğin figürünü yerleştirir, yanında bir genç domuzun kalbinin bir parçasını, figür ağzına beyaz ekmek ve onun yanında merhem bir kutu bırakır .

Sonra şöyle der:

‘’Koruyucu ruhlar, bu hasta adamı tedavi ederken yanımda olsun ve bizi korusun. Ea’nın suyuyla onu arındıracağım. Hastalık getiren ruhları, iblisleri, hayaletleri ve şeytanları bizden uzak tut. Baş ağrılarını, yüksek ateşi, büyüyü ve büyülenmeyi uzaklaştır bizden.’’

Gözünüzün önünde canlandırabiliyor musunuz bütün bunları? Biraz rahatsız edici değil mi?

Birkaç güçlü büyülü sözden sonra Asipu, bize figürlerden birini veriyor. Bunu yatağımızın başucuna koymamızı, üç gün sonrada gömmemizi emrediyor. Zaman Geçiyor. Hala şifa bulamıyoruz. Cadı bize gece gündüz işkence etmeye devam ediyor.

Bu durum günlerce devam ediyor ve hayatımız yaşanmaz hale geliyor. En sonunda başka birine gidiyoruz. O da tıpkı şeytan çıkarma ayinlerine benzer bir şey yapıyor ve biraz olsun rahatlıyoruz.

Olaylar bu şekilde devam ediyor ve en sonunda, bizi hasta yapmak hatta öldürmek için büyü yapan cadıyı buluyoruz.

İşte hastalıklardan musdarip, büyülenmiş olduğunu düşünen Bir Babillinin acı ve tuhaflıklarla dolu günleri nasıl olur biraz olsun şahitlik ettik. Babil’de  düşmanları tarafından büyülenmek gayet normal karşılanan rutin bir şeydi. Bu konuda uzmanlaşmış resmi görevli büyücüler olduğu gibi serbest çalışanlarda vardı. Büyü Babil’in nefes alış verişlerine bile işlemişti.

SİHİRLİ ÇEMBER

Babil

Keldani büyücüleri arasında kullanıldığı gibi sihirli daire, ortaçağda sihirli eserler ve uygulmalarda pek çok benzerlik taşımaktadır. Babil sihirbazı, çemberi çizerken, tanrı Nergal’ın bir imajının yanına yedi küçük kanatlı figür koyar. Bunu yaptıktan sonra, koyu bir elbise ile onları örter ve onları renkli sicimle bağlar. Bir parça palmiye yaprağı tam ortalarına koyar. Ve sihirli çemberi kireç serpiştirerek çevreler.

Ortaçağ zamanlarının sihirli çemberinin, Keldani’den evrimleşmiş olması, ikisi arasındaki güçlü benzerlikten anlaşılmaktadır. Ortaçağdan kalma bir sihirli dairenin yapılması için gerekenler.

Her şeyden önce, sihirbazın böyle bir amaç için uygun bir yere yerleşmesi gerekiyordu; yeraltı tonozunda, siyahla çevrilmiş ve büyülü bir meşale ile aydınlatılmış ya da bazı kalın ahşapların ortasında ya da çöl veya birkaç yolun kesiştiği yerler ya da eski kalelerin, manastırların veya manastırların kalıntılarının arası veyahut sahildeki kayalar arasında, bazı özel müstakil bahçeler benzer diğer melankolik yerler bu amaca uygun mekanlardı. Bununla beraber gece on iki kişi, ya ay çok parlak olduğunda ya da ‘’elemantaller’’ gök gürültüsü, yıldırım, rüzgar ve yağmur fırtınalarıyla rahatsız edildiğinde; (çünkü bu yerlerde, zamanlarda ve mevsimlerde, ruhların daha az zorlukla kendilerini ölümlü gözlere sergileyebilecekleri ve en az acıyla görünmeye devam edebilecekleri iddia edilmektedir.)

Doğru zaman ve yer ayarlandığında efendinin ve arkadaşlarının özen gösterdikleri bir sihirli daire oluşturulur. Sihirbazlar ve diğerleri tarafından çizilen çember ve kullanımı için, kutsal kelimeler ve törenlerle kutsanmış  alan belirlenerek tüm kötü ruhlara bir sınır çizer.  Su kutsal bir güce sahip olduğu için(kirliliği temizler,arındırıcıdır, iletkendir, gelecek mesajların bu dünyaya gelmesini kolaylaştırır.) bu çemberin etrafına serpilir.  Çemberin her parçasına  Tanrı’nın kutsal isimleri yazılır. Bu, kötü güçlere karşı bir savunmadır.

Görülüyor ki; Büyücülüğün ve okült bilgilerin kaynağı Mezopotamya kültürüdür. Bugün gerek filmlerde gerek romanlarda boy gösteren büyücülük, sihir, iblis ve düşen melekler gibi konular hep Mezopotamya mitleri ve uygulamalarından beslenmiştir. Vampir fenomeni bile Slav değil Mezopotamya kaynaklıdır.

Babil’de büyü/ Büyü uygulamaları/Demonoloji.Babil’de büyü/ Büyü uygulamaları/Demonoloji.

Konuyla ilgili ‘’Babil vampirleri’’ yazımı okuyunuz.

Aşağıda ilginizi çekecek bazı linklere tıklayarak konuları okuyabilir ya da ETİKET bölümünden ilginizi çeken konuları seçebilirsiniz. Eğer etikette istediğiniz konu yoksa SEARCH/Arama bölümüne aradığınız konuyu yazarak da istenilen başlığa ulaşabilirsiniz.

Yazılarımızı beğendiyseniz beğen butonuna tıklayınız ve beğeneceğini düşündüğünüz bir arkadaşınızla paylaşınız. Amacımız bilgilerin herkese ulaşmasını sağlamaktır. Teşekkür ederiz.

Youtube kanalımda ilginizi çekebilecek videolar bulabilirsiniz. Aşağıdaki videoya tıklayarak kanalımdaki içeriklere ulaşabilirsiniz.

 

 

 

Kaynak. Source:

https://www.wisdomlib.org/mesopotamian/book/myths-and-legends-of-babylonia-and-assyria/d/doc7170.html

http://www.komicbrew.com/vampire-blog/mesopotamian-blood-suckers-and-babylonian-nocturnal-demons-hungry-for-flesh

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Leave a Reply

bettilt güncel giriş