William Blake . Zamanının ötesinde benzersiz bir şair.
William Blake : O bir dahi şairdi
‘’ Başka bir çevrede yaşasaydı eğer üstat , Dante olabilir hatta onu bile geçebilirdi. O bir dahi şairdi.’’
Romantizmin öncüsü diyebiliriz W. Blake için. Yaşadığı seneler (1757-1827) olduğundan dolayı bunu yapmak durumundayız. Aslında W. Blake romantik akımların çok ötesinde bir şairdir. Sadece romantizm akını değil onun dışında kalan akımların dahi ötesinde bir şairdir o. Edebiyat dünyasında başka bir benzeri olmayan bir deha bir yenilikçidir William Blake.
Özgün ve yaratıcıdır. Kopya edilmeye çalışılsa da Blake bir yıldız gibi parlar ve diğerlerinden ayrılır. Yaşadığı çağda pek fazla kimse ondan haberdar değildi. Şiire tutkun bile olsalar, William Blake adı bilinmezdi. Çağının ötesindeydi. XX yüzyıl ününün duyulduğu dönemdir aslında. TS.Eliot, Ezra Pound, onun izinden gitmeye çalışanlara karşı zalim elştirilerde bulunurken, William Blake şöhretinden hiçbir şey kaybetmedi.
Dahası, TS. Eliot bir yazısında şöyle demiştir Blake için:
‘’ Başka bir çevrede yaşasaydı eğer üstat , Dante olabilir hatta onu bile geçebilirdi. O bir dahi şairdi.’’
gravürlerinden biri
William Blake yaşadığı dönemde neden fazla tanınmazdı.
W. Blake şiirleri herkesinkinden farklıydı fakat bu tanınmamasını oluşturan asıl sebep değilidi. William Blake diğer şairler gibi şiirlerini bastırmak ve dağıtılmasıyla ilgilenmezdi. Aynı zamanda resim yapma kabiliyetine sahip W. Blake, ustası olduğu gravür sanatında, şiirlerini pirinç ve bakır metallere basar onları resimlerdi de. Elbette bu tarz basılan eserleri kâğıda basılanlardan çok daha pahalıydı ve ancak meraklılarının satın alacağı şeylerdi.
Şiirlerinin basılmaması ile alakalı Emily Dickenson bir sözünü anmadan geçemeyeceğim.
‘’Şairin, şiirlerinin basılması, şairin sorunu değildir.’’
Ne var ki, tek sorun bu da değildi. William Blake o kadar ötesinde bir sanatçıydı ki çağının, eserleri o dönemde şaşkınlık yaratırdı. Alışılagelmiş şeyler yazmıyordu üstat. Bu nedenle basılsa dahi pek satılmazdı.
Deli Dahi Şair W. Blake.
- Yüzyılda W. Blake adlı bir şair olduğunu bilenlerin sayısı iki elin parmaklarını geçmezdi. Gerçi onların Wiliam Blake hakkında bildikleri de pek yetersizdi. Açıkçası onun kaçık olduğunu düşünüyordu çoğu.
O zamanın ünlü yayınevi sahipleri ve gazetecileri için ise William Blake; Deli dahi bir şairdi. Yine de olağanüstü bir adam olduğunu düşünüyorlardı onun. Fakat şöyle de bir sorun vardı: Böylesi bir dehayı nasıl değerlendirebileceklerini hiçbiri bilemiyordu henüz.
Resim uzmanları ne söylüyordu.
Resimden anlayan otoritelerin de söz konusu Blake olunca elleri kolları bağlıydı. Besbelli bu adam bir dâhiydi. Sadce büyük bir şair değil aynı zamanda çok iyi bir ressamdı o.
Blake hiç okula gitmedi.
Evet. Yanlış okumadınız fakir bir ailenin çocuğu olan bu deha adam hiç okula gitmemiştir. Öğrendiği ne varsa hepsini kendi çabasıyla öğrenmiştir.
Gravürcü bir ustanın yanına çırak olarak verilen Blake, nafakasını gravür yaparak kazanıyordu. İnanmadığı hiçbir eserin garvürünü yapmıyordu. Çok para kazanmaktansa sevdiği eserlerin gravürünü yapmayı yeğliyordu. Onu ziyarete giden ünlü bir gazeteci onun için şöyle diyecekti:
‘’ Bu sefalet dolu odada adeta bir kral rahatlığıyla yaşıyor.’’
Sıra dışı şair. Bahçesinde çırılçıplak, şiirler okuyan adam.
Pek sıra dışı olan Blake ile yaşamak kuşkusuz kolay bir iş sayılmazdı. Evlendiği kadın kara cahildi ama Blake onu eğitmişti. Birbirleriyle uyum içinde yaşadılar ve karısı gravür yapımında eşine yardımcı oldu. Birlikte yaşanması kolay bir adam değildi. Zira. Bahçesinde çırılçıplak uzanır ve Paradise Lost’u yüksek sesle okurdu. Onun bu halini görenler nereye kaçacaklarını bilemezdi. Bu tarz hareketler onun için oldukça doğal şeylerdi.
The whore of Babylon adlı eseri.
Geleceği gördüğü doğru mudur?
Blake sık sık hayallere dalar ve bunu öyle inandırıcı anlatırdı ki, eşi onun söylediklerini garipsemezdi. Geleceği gördüğüne inanılırdı onun. Yani o kadar çok hayal dünyası gelişmişti ki büyük ihtimalle bu sebepten geleceği gördüğüne inanılıyor olmalıydı.
To see a World in a grain of sand And heaven in a wild flower, Hold infinity in the palm of your hand, And eternity in an hour.
Bir kum tnesinde bir dünya, bir kır çiçeğinde cenneti görebilmek, Sonsuzluğu avuçlarının içinde ebediyeti tek bir saatte tutabilmek, Benim en sevdiğim mısralarıdır ve çağının ötesinde bir sanatçı olduğunun kanıtlarından sadece birisidir.
Daha fazla İngiliz edebiyatı ve tarihi aşağıdaki linklere tıklayabilirsiniz.
https://angelsdia.com/ingilterede-yoksullarin-egitilmesi-yasakti/
Mitoloji, tarih , gerilim ve polisiye sevenler:
Polisiye, gerilim, mitoloji seviyorsanız. Melekler, büyüler, kadim tarikatlar ve benzeri konular ilginizi çekiyorsa, başı sonu belli hikayelerden sıkıldıysanız. Kafası çok değişik bir roman sizleri bekliyor; Büyü konusuna çok farklı yaklaşılan ve büyüyü derinlemesine bir kurgu roman çerçevesinde anlatan kitabımın linki aşağıdadır.
https://angelsdia.com/about-novelroman-hakkindavideo-ozet/
Youtube kanalımda ilginizi çekebilecek videolar bulabilirsiniz. Aşağıdaki linke tıklayarak kanalımdaki içeriklere ulaşabilirsiniz.
https://www.youtube.com/channel/UCY2ps_mnNqfVtZ83jyGnXSQ
