Antik zamanlarda kanın önemi
Nefes ve tükürüğün antik medeniyetlerden günümüze dek gelen önemini bir önceki yazımızda belirtmiştik. Konuyu okumak için aşağıdaki linki tıklayınız.
https://angelsdia.com/medeniyetler-nefes-tukurugun-onemi/
Antik zamanlarda kanın önemi Cadıların büyülerinden korunmak için tükürük.
Bu konuya geçmeden evvel tükürük adetlerinin cadılığa karşı bir büyü niteliği taşıdığı uzmanlarca belirtilmiştir. Bugün Çin’de kötülükleri uzaklaştırmak için tükürük uygulaması son derece yaygındır.
Tanrıların gözyaşları, ağaçların kanı.
Antik zamanlarda kanın önemi
Ağaçlardaki hayat kaynağının tanrıların gözyaşları olduğuna inanılıyordu. Hindistan’da özsuya ‘’ağaçların kanı’’ denirdi. ‘’Kanayan ağaçlara’’ yapılan referanslar hala yaygındır.
Prof. R.Smith, ‘’Eski halklar arasında, kan genelde yaşamın aracı veya özü olarak algılanıyordu. Kutsal suların tanrının kanı olduğu düşünülüyordu.’’ Diye yazmıştır. Milton’da yazdığı gibi.
‘’ Sakin Adonis yerli taşından
Denize doğru akar mor renkte, kanıyla birlikte
Yaralı ‘’Temmuz’un’’
Kayıp cennet, 450
Nehrin kırmızı rengi, tanrının kanı.
Belirli bir mevsimde topraktan gelen şişkin nehrin kırmızı rengi yılın o döneminde Lübnan’da yaralanıp ölen ve kutsal kaynağın kenarında gömülü tanrının kanına atfedilmiştir.
Babil’de nehir yaşam kanının kaynağı ve ruhun evi olarak görülürdü. (Tıpkı ağaçlar gibi) Şüphesiz bu teori insan ciğerinin vücuttaki kanın altıda birini tutması gerçeğine dayanıyordu.
Bu oran herhangi tek bir organın içerdiği en fazla kan oranıydı. Yeremya ‘’Ana Kudüs’e şöyle dedirtir:
‘’Benim ciğerim insanlarımın kız kardeşinin yok olması için toprağa dökülür.’’ Anlamı: Yaşamın acıyla geçtiğidir.
Kan içerek ilham almak, kanla gelen kahinlik. Büyücülerin ruhunu ele geçiren tanrıça.
Antik zamanlarda kanın önemi : Kan içerek, alkollü likör içerek ilham alınırdı. Tanrıça Kali’ye kurban edilen keçinin kanının içen Hint büyücülerin zaman zaman tanrıça ruhu tarafından ele geçirildiklerine ve böylece kahinlik yapabildiklerine inanılırdı.
Malyalı şeytan çıkarıcılar, şeytanları başı kesilmiş bir kuşun kanını emerken kovarlardı.
Antik Yunan’da benzer adetlere rastlanmıştır. Kurban edilmiş bir kuzunun veya boğanın kanını içen bir kadın kehanete benzer sözler söylermiş.
Yaşamın özü kanda mı? Nefeste mi? Bir Babil büyüsü: ‘’ ’İnsanları ele geçiren tanrılar… Hepsi çıktılar mezarlarından;
Ama çoğu Babilli yaşamın özünün kanda olduğunu düşünürken, bazıları bu özün nefeste (yaşam havası) olduğunu düşünüyorlardı.
Bir insan nefes alması durduğunda ölürdü ve ruhu da atmosferle esen rüzgarlarla özdeşti. Bu sebeple ruhunun kaynağı atmosfer veya rüzgar tanrısıydı.
Gılgamış Destanında kahraman ölü Ea-Bani’ye yakardığında hayalet ‘’rüzgarın nefesi’’ gibi yükselir.
Bir Babil büyüsü şöyledir:
‘’İnsanları ele geçiren tanrılar
Geldiler mezarlarından:
Ani düşman rüzgarlar
Çıktılar mezarlarından,
İstemek için ayinlerin ve toprağa dökülen içkinin bedelini
Hepsi çıktılar mezarlarından;
Hepsi kötüydü konuk ağırlamakta, bir girdap gibi
Gelmişlerdi mezarlarından.’’
Yazarın Notu. Günümüzde hala popüler olan vampir mitlerinin Slavlardan değil Hint ve Babil mitlerinden etkilendiği çok açık. Vampir mitiyle ilgili detaylı yazıyı okumak için altta verilen linke tıklayınız.
Mitoloji, tarih , gerilim ve polisiye sevenler:
Polisiye, gerilim, mitoloji seviyorsanız. Melekler, büyüler, kadim tarikatlar ve benzeri konular ilginizi çekiyorsa, başı sonu belli hikayelerden sıkıldıysanız. Kafası çok değişik bir roman sizleri bekliyor; Büyü konusuna çok farklı yaklaşılan ve büyüyü derinlemesine bir kurgu roman çerçevesinde anlatan kitabımın linki aşağıdadır.
https://angelsdia.com/surpriz-sonlu-kitaplar-melek-gunlukleri-1-babil-buyusu/
Youtube kanalımda ilginizi çekebilecek videolar bulabilirsiniz. Aşağıdaki linke tıklayarak kanalımdaki içeriklere ulaşabilirsiniz.
https://www.youtube.com/channel/UCY2ps_mnNqfVtZ83jyGnXSQ