The prom filmi Netfix platformunda. Pek müzikal hayranı biri sayılmam ama the Prom filminin fragmanı Netflix’e düşer düşmez ilgimi çekti çünkü film adeta yıldızlar geçidiydi. Meryl Streep, Nicole Kidman, James Corden ilk gözüme çarpanlardı ve Nicole Kidaman- Meryl Strepp tartışmasız divalarımdır.
Filmin konusu:
Bir lise öğrencisi olan Emma okul balosuna kız arkadaşıyla katılmak isteyince ortalık karışır ve okul aile birliği bu duruma kesinlikle izin vermez. Broadway oyuncularımız Emma’ya bu konuda yardımcı olmak için (aslında kendi reklamlarını da yapmak için) İndiana denen yere giderler ve olaylar bu minvalde gelişir.
Aslında bir Broadway Müzikali ve gerçek bir olay.
Prom aslında bir Broadway müzikalidir ve Tony ödülüne layık görülmüştür. Bu izleyeceğiniz bir film uyarlamasıdır.
Esasen bu olay 2010 senesinde gerçekten de yaşanmıştır. Constense McMillan adlı genç bir kız öğrenci okul balosuna kız arkadaşıyla katılmak istemiş ama o bölgedeki zihniyet bu lezbiyen gelirse bize de bulaştırır maazallah diyerek balo falan yapmayız demiş ve baloyu iptal etmiştir.
Prom filmi bu olayı biraz daha sulandırarak ve parlak neon ışıklarıyla bize sunmaktadır.
The Prom filmi ve mesajı.
Mesaj gayet açık; filmde ezilen, türlü haksızlıklara uğrayan ve hatta cinayetlere kurban giden LGBTİ bireylere destek vermek, onların da insan olduğunu , empatiyi arttırarak göstermek. Bunu yaparken müzikal unsurunu gayet güzel kullanmışlar.
Sesli güldüğüm Sahneler.
Tabi filmde bol bol Hollywood klişelerine rastlamak mümkün ama Merly Streep’in otel resepsiyonundan suit oda isterken Tony ödüllerini tek tek masaya koyması, kendisinden para istendiğinde burnunu kitaplara sokup oralı olmaması falan gibi sahnelere gerçekten sesli güldüm.
Tabi sadece lezbiyen bir genç kıza yardım etmek için değil kendi reklamını yapmak için bu işe soyunduğunu göstermesi de filmi daha çok sevmeme neden oldu.
Söylemek istediklerini söyleyebilme cesareti.
LGBTİ bireyler hayatımızda varlar, vardılar ve var olmaya devam edecekler. Empati kurun ya da kurmayın ama böylesi divaları bu tarz filmlerde görmek ve fikir hürriyeti, bu tarz konuları işlemekteki cesaretlerine hayranım.
Konu ne olursa olsun söylemek istediklerini söyleyebilme cesareti olan insanları seviyorum. Galiba filmlerin konusundan çok bunu seviyorum.
Filmin künyesi, yönetmeni vs şeyleri yazmak için uğraşmadım biliyorum ama onları google’da bulabilirsiniz zaten . ‘I have spoken.’ :))