Kısa Öyküler /Işık herkesin üstüne. 3. Bölüm

Hikayenin ilk bölümü aşağıdaki bağlantıdadır.

 

Işık herkesin üstüne. 3. Bölüm

Kısa Öyküler

Kısa Öyküler

Mağlup edilmiş, mağrur bir kral gibi evine dönen Alter, sadece fiziksel olarak değil, ruhsal olarak da topallamıştı. Üzerinde topalladığı yıkılmaz gibi görünen kibriydi. Üstelik basbayağı deli olan Semion’un önünde gerçekleşen, şu madara edilme anı aklına geldikçe büsbütün deliriyor, ruhunun alaycı cinler tarafından tamamen ele geçirildiğini iliklerine kadar hissediyordu.

Anlaşıldığı üzere Semion’dan hoşlanmazdı. Bir özelliği olduğundan değil aslında kimselerden hoşlanmazdı Alter ama bu kez anlamsız nefretinin çatal dilleri düşündüğünden daha fazla ve korkutucu olarak sivrilmişti Semion’a karşı. O meczubun önünde rezil edilmeyi yediremiyordu kendine. Bir ara 5 oğlunu toplayıp, o kendini bilmez tarla sahibi ve işçilerin bulunduğu yeri basıp, hepsinin, en azından kemiklerini kırmak isteğiyle yanıp tutuştu. Aslında eve kadar bu düşüncenin verdiği alev karası intikam arzusuyla gelebilme gücünü bulduğunu anımsadı. Kayıp olan sığır umurunda bile değildi. Nasıl olsa gerçek bir şekilde ortaya çıkardı. Ama şu intikam alma isteği belli ki, bu gece uyutmayacaktı Alter’i. Ne yapıp etmeli, az evvel yerle bir olan onurunu geri kazanmalıydı.

…………………………………

‘’Tanrı’nın delisi, nedir bu adamın seninle alıp veremediği”

Kısa Öyküler

Kısa Öyküler

‘’Tanrı’nın delisi, nedir bu adamın seninle alıp veremediği yahu? Ama doğru ya, o adamın biriyle iyi geçindiği nerede görülmüş? Ha sen, ha bir başkası fark etmez onun için. Kızıl zebani Alter, ayyaş Alter, Tanrı bir gün cezasını versin de, silinip gitsin bu dünyadan.’’  Tarla sahibi  Semion’a bunları söylerken, Semion düşünceli gözüküyor ve ağzını bıçak açmaz bir şekilde bereketli toprağın üstüne bir çırpıyla bir şeyler çizip duruyordu. Sanki orada değil de başka bir âlemdeymişçesine bir huşu içinde oluşu dikkatini çekti tarla sahibinin. Aklın nerede senin diye sormak istediyse de vazgeçti bundan. Yüzünde bir tebessüm Semion’un sırtını sıvazlamakla yetindi ancak.

Uçsuz bucaksız dağ başında ne çakallardan, ne yılanlardan korkuyordu.

Kısa Öyküler

Kısa Öyküler

Semion bu akşam tarlada sabahlayacaktı.  Yarın çok iş olacağından,  bir an evvel dinlenmek için derme çatma çadırını hazırlamaya başladı. Ateş yaktı ve bir şarkı tutturdu karşısına geçip. Sesi ondan hiç beklenmeyecek kadar etkileyiciydi. Akşam karanlığında bir gece kuşu ona eşlik etti. Tek başına bu uçsuz bucaksız dağ başında ne çakallardan, ne yılanlardan korkuyordu. Ancak uzun zaman doğada yalnız kalanların geliştirmiş olabileceği, bir tür korkusuzluğu zırh niyetine giyinmişti sanki. Geceye sarılıp uykuya dalmak üzereydi ki, uğursuz bir ses çınladı kulaklarında.

‘’ Semion kalk bakalım! Kalk ayağa da iki çift laf edelim seninle.’’ Alter sanki az sonra bir muharebeye gidecekmiş gibi silahlanan beş oğlunu yanına almış, pis pis sırıtıyordu. Kızıl sakalından bile kötülük akıyordu.  Üstü başı dökülen Semion, şu halini yalanlar gibi vakurla kalktı ayağa. Alter çiftesinin namlusuyla sağ omuzunu dürttü genç ve yapılı adamın. Bir olay çıkacağı belliydi. Alter’in kırılmış gururu hain hain göz kırptı Semion’a.

…………………….

Hikayenin son bölümü aşağıdaki bağlantıdadır.

Leave a Reply

bettilt güncel giriş