Muhiddin Arabi

Muhiddin Arabi

Muhiddin Arabi “Taptığınız / Kul olduğunuz Rab ancak ayağımın altındadır.”

Muhiddin Arabî

Aslında o da simya ile ilgilenmiştir. Dinden çıktığı söylenir; çünkü öyle bir söz etmiştir ki; gerçekten o dönemin insanları bunu anlamaktan çok uzaktır.

‘’Taptığınız / Kul olduğunuz Rab ancak ayağımın altındadır.” Sözünü söyledikten hemen sonra hızla vurur ayağını bulunduğu zemine. Bu söz halk arasında büyük olay yaratır ve halk inançlarına hakaret edildiği gerekçesiyle onun boynunun vurulmasını ister dönemin kadılarından.

Sırla dolu bir söz: ‘’Sin Şın’a girdiği vakit, sözüm anlaşılacaktır.’’

Arkadaşları onun bu sözünden dönmesini ve boşu boşuna ceza çekmemesini söylese de Arabi şöyle der: ‘’Sin Şın’a girdiği vakit, sözüm anlaşılacaktır.’’

Yavuz Sultan Selim aradan geçen yıllar sonra bu sözü anlar. Sin: Selim’in ‘S’i, Şin ise Şam kentinin Ş’sine tekabül etmektedir. Şam şehrine zayiatsız giren Yavuz Sultan Selim derhal Arabi’nin mezarının bulunmasını ister.

Büyük araştırmalardan sonra mezar bulunur. Arabi’nin ayağını vurarak; Taptığınız / Kul olduğunuz Rab ancak ayağımın altındadır.” dediği yerden büyük bir hazine çıkartılır.

Aslında Arabi; Taptığınız / Kul olduğunuz Rab ancak ayağımın altındadır.” demekle, o dönemin insanlarına; sizler paraya altına tamah ediyor ancak maddeye tapıyorsunuz, Allah’a değil demek istemekte ve bu dünya maddelerine hiç değer vermediğini onların ancak ve ancak ayağının altında, kıymetsiz olduğunu söylemeye çalışmaktadır.

Muhiddin Arabî

Muhiddin Arabi Kimdir.

M. Arabî 1165 yılında İspanya-Murcia kentinde doğmuştur. Şeyhül Ekber unvanıyla da tanınmaktadır. Muhiddin İbn Arabî , İbn-i Arabî, İbnu’l- Arabî, Muhiddin Arabî,isimleri ile de İslâm dünyasında bilinir.

17 yaşında tanınan bir âlim oldu.

Ailesinde tasavvuf bilgisine vakıf insanlar vardır. Endülüs’e taşınan ailesiyle bir süre orada yaşadı ve bir zaman sonra Mekke, Şam ve Bağdat’a giderek ünlü şeyh ve alimlerle temaslarda bulundu. Henüz sadece 17 yaşındayken İbni Rüşd ile görüşerek bu görüşmeye eserinde yer verdi Arabî.

Bilgi akılla mı yoksa ilhamla mı elde edilir?

Buna göre: Bilgi denen hazine akıl ile temin edilmektedir. Oysa büyük alimî gerçek bilginin yalnızca akılla değil ilham ve keşfetmekle temin edileceğine inanmaktaydı. Henüz 17 yaşında tanınır bir kişi olmuştur. Birçok âlimden dersler aldı her biri kendi alanının üstadıydı.

Nefse bak/ Allah’a bak diyen alimler.

İlk hocasının Ureyni olduğunu eserlerinde belirten Arabî Martili isimli bir hocanın eğitiminden geçti. Hayatında en önemli gördüğü bu hocaların görüşleri farklıydı. Ureyni: Allah’a bak derken, Martili, Yalnızca nefsine bak ona çok dikkat et diye öğütler veriyordu.

Fusus’ül Hikem adlı eseri yazması. Rüyalardan gelen vazifelendirme.

Muhiddin Arabî

Halep ve Bağdat da bir süre bulunduktan sonra Konya’ya döndü. Şam’a yerleşmesi 617 yılındadır. En büyük eseri sayılan Fütuhat sonrası diğer büyük bir eseri Fusus’ül Hikem’i yazdı. Fusus’ül Hikem(Hikmetlerin Özü anlamına gelir) Bu eseri rüyasında Hz. Muhammed’den ümmetine aktarmak üzere aldığı ve vazifelendirildiğini söylemiştir.

Blog sayfamızın sağ üst köşesinde ETİKETLER ya da KATEGORİLER bölümünden benzer veya farklı konulara da bakabilirsiniz.

Mitoloji, tarih , gerilim ve polisiye sevenler:

Babil Buyusu 1 300x218 - Muhiddin Arabi

Polisiye, gerilim, mitoloji seviyorsanız. Melekler, büyüler, kadim tarikatlar ve benzeri konular ilginizi çekiyorsa, başı sonu belli hikayelerden sıkıldıysanız. Kafası çok değişik bir roman sizleri bekliyor;

https://angelsdia.com/surpriz-sonlu-kitaplar-melek-gunlukleri-1-babil-buyusu/