Hayalet gemiler : The Terror Gerçek bir hayalet gemi hikayesi Bu gemiler 1845’te denize açıldılar ve 170 yıl sonra bulundular. (bu olayın dizisi de yapıldı; ondan da bahsedeceğiz. ) Bu anlatının belgesel tadında videosunu izlemek isterseniz kanalımda bulabilirsiniz, linkini yazının sonuna ekledim.
Hayalet gemiler : Gerçek bir hayalet gemisi hikayesi.
Gerçek bir hayalet gemi hikayesi üstelik bir tanede değil ; tam iki tane. Bu yazı ve videoya geçmeden önce yamyamlık, zorlu koşullarda hayatta kalmak ve benzeri RAHATSIZ EDİCİ konularda hassassanız sizi uyarmak isterim zira anlatacağımız gerçek hikaye rahatsız edici bir biçimde bu unsurlara sahip.
Hayalet gemiler :The Terror 2018 Yılında dizisi yapıldı.
The Terror /Gerçek bir hayalet gemi hikayesi Amazon prime da izlenebilir.
Bu gerçek hikaye Amazon Prime’da dizi olarak yayınlandı.. 25 Mart 2018 yılında yayınlanan dizi 2007 yılında Dan Simmons’ın yazdığı aynı adlı romandan esinlenerek yapılmıştır. Dizi yapımcıları arasında meşhur yönetmen Ridley Scott da var.
Hayalet gemiler :HMS Terror ve HMS Erebus 1845’te denize açıldı.
1845 yılında o zamanın en donanımlı iki gemisi Kutuplarda Kuzeybatı Geçidini aramak için İngiltere’den yola çıktı. Gemilerden biri HMS Terror diğerinin adı HMS Erebus’du.
The terror gemi ismi mi olur?
The Terror diye gemi ismi mi olur derseniz evet ben de çok şaşırmıştım ama oluyormuş demek ki. Büyük ihtimalle bu ismin eski denizcilik tarihi veya mitlerle, batıl inançlarla bir ilgisi olmalı, yani böyle bir isim ancak bu tarz şeylere olan bağlılıkla verilmiştir muhtemelen.
Kaptan Sir John Franklin komutasındaki bu iki gemiden o tarihten sonra bir daha haber alınamadı. Mürettebatlarıyla beraber tabir yerindeyse adeta yok oldular, ta ki 2014 ve 2016 yılına kadar.
Hayalet gemiler :The Terror 1845’te denize açılan gemiler 170 sene sonra bulundu.
Gemilerden biri olan HMS Erebus 2014 ve diğeri HMS Terror 2016 yılında Kanada Arktik bölgesinin derinliklerinde bulundu.
Gemilerin Kutuplara gitme amacı.
Zorlu bir yolculuk olacağı biliniyordu. Amaç Britanya imparatorluğu için Kutuplarda bir geçit bulmaktı; yeni yerlere daha kolay ulaşabilmek, diğer ülkelerden daha hızlı bir biçimde ticaret yapabilmek vb gibi sizlerin de tahmin edebileceğiniz sebeplerdi.
Hayalet gemiler :Britanya’nın başına gelen en trajik olay. Denizcilik tarihinin en büyük gizemi.
Britanya’nın Keşifler macerasında başına gelen en trajik olaydı. Denizcilik talihinin ise en büyük gizemlerinin başında gelir. 129 adam yeryüzünden bir anda kayboldu.
Hayalet gemiler
Hikayenin başına dönelim.
1845 yılının yazında kaptan J. Franklin İngiltere’den Kutuplara, Avrupa ve Asya’yı birbirine bağlayacak Batı Kutup geçidini bulmak için yola çıkmıştı. Bu rota haritalandırılmıştı fakat buzlarla adeta bir labirente benzeyen bu yer yüzyıllardır denizcilere geçit vermiyor, onlara adeta meydan okuyordu.
Kaptan Franklin’in görevi, buzdan yapılma bu labirentlerde nihai rotayı bulup Britanya imparatorluğunun hizmetine sunmaktı. Zira haritada böylesi bir boşluk Britanya imparatorluğu için küçültücü bir şeydi. Bu haritanın boşlukları kesin olarak tamamlanmalıydı. Bu güç, zenginlik ve üstünlük demekti.
Hayalet gemiler O zamanların en donanımlı gemileriydiler.
O zamanların en donanımlı, en güçlü iki gemisi Hms Terror ve HMS Erebus yola koyuldu ama bu demir kaplama her ne kadar zamanının en donanımlı platformları olsa da onları adım atmak üzere oldukları ıssız, düşman yabaniliklerden koruyabilecek miydi?
Öte yandan her yönüyle cazip, daha önce kimse tarafından kontrol edilemeyen bir bölgeye ilk kez adım atmak, o bölgenin kaşifi olmak insanoğlunu yüzyıllardır cezbeden bir keşif olacaktı. Bu İmparatorluk için Ay’ın karanlık yüzünü ortaya çıkarmak gibi bir şeydi.
1845’ in Temmuz ayında iki gemi yola çıktı, bilinmeyen dünyanın kıyısına geldi ve gözden kaybolarak yıllarca akılları karıştıracak bir gizeme dönüştü.
Kurtarma ekibi gönderiliyor.
Üç yıl geri dönmeyen ve kendilerinden hiçbir haber alınamayan gemiler İngiltere’de endişeleri arttırıyordu. Derken 1850 senesinde bu iki geminin akıbetini öğrenmek üzer kurtarma ekipleri peşlerinden gönderildi.
İlk ipuçları korkutucuydu.
Kuzeybatı geçişinin girişi olarak bilinen Beachy Island denilen yere vardıklarında, gemilerle alakalı ilk ipucuna rastlandı: Mezarlar!
Üç denizci yolculuğun ilk kış ayında Buz Denizinde ölmüşlerdi, belki de öldürülmüşlerdi.
Gemiler buza saplanıp kalıyor.
Hms Erebeus ve HmS the Terror Buz Denizinde buzların arasında sıkışıp kalmıştı. Deniz tamamen donmuş ve altlarında su olması gereken gemi devasa kalınlıklardaki buz kütlelerinin adeta tuzağına düşürülmüşlerdi. Gemiler kımıldamıyordu bile.
Korkunç olayların başlangıcı: Bilinmeyen ölümler.
Kaptan ilk kışlarını burada geçirmelerine karar verdi; Beachy Island’da. Burada ön görülemez üç olay yaşandı; üç ölüm. Üç denizci genç öldü ya da öldürüldü ve burada kazılan mezarlara gömüldü. Mezarlarının başına mezar taşı koydular, isimleri, yaşları ve İncil’den alıntılar bunların üzerine yazıldı.
Bu zavallı genç denizcilerin neden öldüğü bildirilmemiştir. Muhtemelen uzun deniz yolculuklarında baş gösteren hastalıklar olduğu düşünüldü ama kesin bilgi yoktu.
Bu ilk ipucu kuşkusuz çok trajikti.
Alman arkeologlar mezarları kazıyor: Adamlar neden öldü?
1984 yılında Alman arkeologlar buraya gelerek bu talihsiz adamların neden öldüklerini ortaya çıkarmak için mezardaki cesetleri incelemek istediler.
Mezarlar kazıldığında ekip şaşkındı çünkü burada yatanların bedenleri sanki daha dün gömülmüş gibiydi. Anlaşılan buz bedenleri çok iyi muhafaza etmişti.
Zehirlenmişler miydi ?
Bedenler üzerinde son derece titiz incelemeler yapıldı. Adamların konservelerden kaynaklanan zehirlenme yüzünden öldüklerini düşündüler çünkü yapılan testlerde adamların vücutlarında yüksek derecede kurşun tespit edilmişti ama onları tam olarak neyin öldürdüğü hala bir gizemdi.
İlk bahar geldiğinde buzlar biraz çözüldü ve Kaptan Franklin o buz labirentine girmek için şansını zorladı.
İkinci ipucu da bulunur.
Araştırmalar devam ederken ikinci önemli ipucu da bulunur. Bu Franklin’in adamları tarafından özel buzdan bir kutuya bırakılan nottur. Bu son derece önemli bir doküman olmasının yanı sıra belki de yazılı olarak ele geçirilen tek ipucudur.
Londra Denizcilik müzesinde saklanan 170 yıllık dökuman.
Bu çok önemli ipucu Londra Ulusal Denizcilik Müzesinde korunmaktadır. Bu doküman boru biçiminde muhafazaya konulan, keşif hakkında bilgi veren bir dokümandır.
Burada geçirilen ilk kışın ardından deniz tekrardan donmadan evvel 300 mil Güneye gidildiği yazılmıştır. İkinci kış geldiğinde tekrar buzların içine hapsolmuşlardır.
Rahatsız edici o not ne söylüyordu?
Ele geçirilen bu notun kenarında rahatsız edici bir eklemeye rastlanmıştır, bir yıl sonra ekleme yapıldığı anlaşılan bu notta Kaptan Franklin’in öldüğü yazılmıştır. Onunla beraber dokuz subay ve on beş adam daha vefat etmiştir. Bir şeyler gerçekten de ciddi biçimde ters gidiyordur.
Geminin kaptanın ölmesi elbette son derece moral bozucudur üstelik böylesi kötü dış etmenlerin olduğu bir yerde. Tam olarak nerede olduğunuzu bilmediğiniz bir yerde.
Buzlara hapis.
Ama kötü haberler bitmemiştir. Gelecek yazı buzların çözülmesini bekleyen mürettebat buzların çözülmeyi adeta reddettiğini görmüş ve ikinci büyük moral bozukluğu yaşanmıştır. Buzlar tarafından tekrar hapsedildiği anlayan mürettebat Kutuplarda zorlu bir üçüncü kışla yüz yüze gelmiştir.
Birinci kaptan Franklin ölünce komuta HMS Erebus’un ikinci kaptanı Frances Crozier’e geçmiştir. Franklin öldüğü dönemde mürettebatın erzakı tükenmeye başlamıştır. F. Crozier adamlarına gemilerini terk etmelerini ve yürüyerek Güneye gitmeleri emrini vermiştir, böylece en yakın ticari durağa varabileceklerdir.. Bu yüzlerce mil demekti.
Crozier’in son eklemesi Birinci kaptan Franklin’in gemisinin rotasının bulunmasını sağlamıştır.
Buzun üstünde ölüm yürüyüşü.
1848’te 3. Kışlarını geçiren mürettebat kaptanın emriyle, içinde erzakların da olduğu bir kayığı çekerek Güneye ilerlemiştir. Buzun üstünde böyle bir yürüyüş hem mental hem de fiziksel olarak çok yıpratıcı olmalı.
Bölgenin yerlilerinin ifadesine göre mürettebat açlık çekiyordu. Yerliler ve İngilizlerin yolu kesişmiş ve İngilizler yerlilerden yemek istemiştir. Avladıkları fokun etinin bir bölümünü İngilizlere vermiş olan yerliler onları bitkin bir şekilde Güneye gittiklerini söylemiştir.
Açlığa ve kutupların akıl alan soğuğuna bu adamlar daha ne kadar tahammül edebilecektir?
Yamyamlık.
1854 yılının İngiliz gazetesindeki habere göre kurtarma ekibi 30 adamın kamp kurduğu alanı bulmuştur. Adamlar ölüdür ve kamp alanı darmadağındır, çadırların altında ya da yerde uzanan cesetlerle karşılaşılmıştır. Yemek kaplarına baktıklarında kurtarma ekibi şok olmuştur.
Burada insan bedeni kalıntıları bulunmuştur. Yamyamlık kalıntıları!
Bu haber Viktorya dönemi insanlarını derinden sarmıştır öyle ya kahraman dedikleri adamlar birbirlerinin etini yemiştir!
İncelemeler yamyamlık olayını doğruluyor.
1992 yılında bulunan bazı vücut kalıntılarında yapılan incelemelerde bu insanların hayvan saldırısından kaynaklanan kesiklere sahip olmadığını bilerek yapılan ve kesinlikle bıçak kullanmayı bilenlerin yapabileceği kesikler olduğunu doğrulamıştır. Evet bu adamların arasında gerçekten de yamyamlık yaşanmıştır.
Viktorya dönemi insanları inanmıyor.
Yerli halk bunları doğrulamıştır ama Viktorya dönemi İngiltere’si bunlara inanmamış bunun iğrenç bir hikaye olduğunu, yerli halkın uydurduğunu belirtmiştir.
Yerli halk ayrıca terk edilen geminin bir zaman sonra kayalara çarptığı ve battığını söylemiştir.
The terror dizisinde paranormal olaylar.
The Terror Dizisinde bu konulara yer verildiği gibi paranormal olaylardan da bahsedilmiştir muhtemelen adapte ettikleri kitaptan kurgulanmış olmalı. Böylesi şeyler yaşanmış olabilir mi yoksa sadece kurgumu bilinmez ama 170 yıllık gizem neredeyse gün ışığına çıkmak üzere.
1850 yılında yola çıkan kurtarma ekibine Buranın yerlileri inuitler terk edilen geminin buzlar çözülünce sürüklendiğini, kayalara çarparak battığını ve bu adamlarla ilgili ilginç şeyler söylemiştir
Hayalet gemiler : 2014 yılında gemilerin izi sürüldü.
2014 yılında su altı arkeologları, modern teknolojinin yardımıyla bu gemilerin izini sürdü ve muazzam bir keşifte bulundular. Kendi deyimleriyle bu keşif tam bir ‘’Jackpot’tu’’ yani Büyük İkramiye.
Hayalet gemiler : Gemi kalıntılarına ulaşılıyor.
Kaptan Franklin’in gemilerinden birinin enkazı bulunmuştu; acaba bunca yıl Kanada Arktik bölgesinin derinliklerinde yatan bu hayalet gemi bizlere neler anlatacaktı? Keşifler tarihinin penceresinden girip bu insanların başına neler geldiğini öğrenmenin zamanı gelmişti. Nihayet 170 yıllık büyük gizem çözülecekti.
Bugün Canada sularında bulunan bu 2 geminin kalıntıları Kanada hükümeti tarafından görevlendirilen su altı arkeologları tarafından incelenmektedir. Bu bölgede yapılan her türlü araştırma özel izne tabidir. Ve gemi kalıntıları Kanada Ulusal hazinesi olarak kabul edilmektedir.
The terror ve Erebus hayalet gemilerinin su altı görüntüleri.
Görüntülerini de yayınlayacağım gemiler soğuk suyun etkisiyle bugüne dek oldukça iyi korunmuştur.
Yapılan incelemelerde Kaptan Crozier’in kabininde kilitli bir doküman çekmecesinde önemli belgeler olabileceği düşünülüyor. Bu belgeler kurtarılabilirse bu keşif yolculuğu hakkında birçok bilgiye ulaşılabilir.
Evet gemi enkazıyla ilgili açıklamalar geldikçe videosunu yapacağız.
The Terror ve Erebus gemisi hakkında yazının başında belirttiği video linki aşağıdadır. Kanalımda benzer içeriklere de bakabilirsiniz. Bu arada şu yazımız da ilginizi çekebilir: Yazıya tıklayıp konuya ve videosuna bakabilirsiniz. KIZILDENİZ MISIR PİRAMİTLERİNDEKİ ENERJİYLE Mİ İKİYE AYRILDI?
Mitoloji, tarih , gerilim ve polisiye sevenler:
Polisiye, gerilim, mitoloji seviyorsanız. Melekler, büyüler, kadim tarikatlar ve benzeri konular ilginizi çekiyorsa, başı sonu belli hikayelerden sıkıldıysanız. Kafası çok değişik bir roman sizleri bekliyor; Büyü -Zaman konusuna çok farklı yaklaşılan, Zaman ve büyüyü derinlemesine bir kurgu roman çerçevesinde anlatan kitabımın linki : https://angelsdia.com/surpriz-sonlu-kitaplar-melek-gunlukleri-1-babil-buyusu/
